23 Mayıs 2010 Pazar

Hocalı Katliamı

DİRİ DİRİ YAKTILAR

Bundan tam 18 yıl önce... Hocalı katliamı, Karabağ Savaşı sırasında 25 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabası, Ermeniler tarafından gerçekleştirilen insanlık dışı bir vahşet olarak tarihe geçti. Uluslarası gözlemcilerin raporuna göre katliam, 366. Rus Motorize Piyade Alayı’nın desteğindeki Ermeni silahlı kuvvetleri tarafından gerçekleştirildi. İnsan Hakları İzleme Örgütü, Hocalı Katliamını Dağlık Karabağ’ın işgalinden bu yana cereyan eden en kapsamlı sivil kırımı olarak gösterdi. Saldırıda 2 bin 605 aileden ibaret 11 bin 356 kişinin yaşadığı Hocalı kasabası tamamıyla yok edildi. Ermeniler, 25 Şubatı 26 Şubata bağlayan gece bölgedeki giriş ve çıkışları kapadı. Hocalı’da sivil, kadın, çocuk, yaşlı ayırımı yapmadan Azeri resmî rakamlarına göre 613 kişiyi katletti. Katledilenlerin 83’ü çocuk, 106’sı kadın ve 70’ten fazlası ise yaşlıydı. Bu katliamdan toplam 487 kişi ağır yaralı olarak kurtuldu. 1275 kişi rehin alındı. 150 kişinin ise kaybolduğu belirtildi. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, kulakları, burunları ve kafaları ile vücutlarının çeşitli uzuvlarının kesildiği görüldü. Aynı vahşetten hamile kadınlar ve çocuklar bile nasibini aldı.

BİR ÇIĞLIK İŞİTTİM

Vahşeti yaşayan ve sonra Beyrut’a yerleşen Ermeni gazeteci Daud Kheyriyan, For the Sake of Cross (Haçın Hatırı İçin) adlı kitabında anlattığı şu olay ise tüyler ürpertiyor: “...Gaflan denen ve ölülerin yakılmasıyla görevli Ermeni grup, Hocalı’nın 1 kilometre batısında bir yere 2 Mart günü 100 Azeri ölüsünü getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. Yüzü morarmıştı. Soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hâlâ yaşıyordu. Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı. Sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi. Yapabileceğim bir şey yoktu. Ben Şuşa’ya döndüm. Onlar Haç’ın hatırı için savaşa devam ettiler.”

http://www.turkiyegazetesi.com/makaledetay.aspx?ID=448426

Kaynak: Osman SAĞIRLI, Türkiye Gazetesi, 23 Mayıs 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder