10 Ocak 2021 Pazar

Kafatası Irkçılığı

Tek Parti diktatörlüğü devrinde, önde gelen idareciler uzun müddet kafatası ölçmeyi zevkli bir hobi haline getirmişlerdi. Bu idarecilere göre Türklerin kafatası üstün ve zeki insan tipini sembolize eden Brakisefallerin Alpli zümresine aitti. O günlerde yaşayanların yanı sıra, ölülerin de kafatasları ölçülüyordu. Mesela Yunus Emre'nin yanı sıra Mimar Sinan'ın da mezarı açılmış (1 Ağustos 1935), üzerinde biyolojik ve morfolojik incelemeler yapıldıktan sonra tekrar kapatılmış.

Kaynak: Utkan Kocatürk, Atatürk ve Türk Devrimi Kronolojisi, Ankara, 1973, s.373

Bu kafatasçılık konusunu ortaya atan Atatürk'tür. Bu konu, umumi Türk Tarihinin okullarda resmi ders kitabı olarak okutulan birinci cildinde yazılıdır. Bu birinci cildin o kısmını baştan aşağı bizzat Mustafa Kemal Paşa dikte ettirmiştir. Bu kitapta bir sayfada iki kafatası vardır. Birisi elma gibi, yuvarlağımsıdır; bunun altında değirmi kafa veya brakisefal diye yazılıdır. Diğer kafatası ise, tepeden bakıldığı vakit Uzunköprü kavunu gibi ince uzundur. Onun altında da dolikosefal yazılıdır. Bu tarih kitabında ''Türklerin kafatası brakisefaldir'' yazıyor.

Kaynak: İsmet Rasin Tümtürk, Boğaziçi, Aralık 1985.

Afet İnan otuzlu yıllarda "Türk tarih tezi" adı verilen zırvayı ortaya attı. Hani vardır ya, Orta Asya'dan göç yolları falan, o işte. İlkokulda her sınıfın duvarında haritası asılıydı. Birilerini o kadar etkilemiş ki, Ahayalılar'ı "Aka Türkleri", bunların başbuğu Agamemnon'u da "Ağa Memnun" lakaplı bir Türk kralı sanırlar... Afet Hanım, Mimar Sinan'ın türbesinden iskeletini çıkarttırıp kafatasını ölçen kişidir. Sinan'ın Türk olduğunu kanıtlamak için. Peki kanıtlamış mı? Kanıtlamış. Sinan Türk çıkmış, çünkü kafası "brakisefal"... Türkler brakisefal olurlarmış, Türk olmayanlar dolikosefal. Ben de kafamın tepesi neden sivri diye üzülüyordum, sevineyim bari. Aah ah, nerede o otuzlu yıllar... Altın çağ...

Kaynak: Engin Ardıç, Sabah Gazetesi, 7 Mart 2021




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder